Fed faiz kararını açıkladı
Son dakika haberi... Fed, faiz kararını açıkladı. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısından gelen haberlere göre Fed faizleri 2.25 - 2.50 aralığında sabit bıraktı.
Fed, faizlerin değiştirilmemesi kararımnı 1'e karşı 9 oyla aldı, Bullard faiz indirimi istedi.
Fed faiz kararını açıkladı. Fed üyeleri faizlerin sabit tutulmasına karar verdi ve Fed'in politika faizi mevcut 2.25-2.50 aralığında kaldı.
Beklentiler ise şöyle sekillendi:
Fed: 2019 Yılı ortalama faiz beklentisi %2,4 (Önceki %2,4)
Fed: 2020 Yılı ortalama faiz beklentisi %2,1 (Önceki %2,6)
Fed: 2021 Yılı ortalama faiz beklentisi %2,4 (Önceki %2,6)
Fed: Uzun dönem ortalama faiz beklentisi %2,5 (Önceki %2,8)
Fed: 2019 Yılı işsizlik oranı beklentisi %3,6 (Önceki %3,7)
Fed: 2020 Yılı işsizlik oranı beklentisi %3,7 (Önceki %3,8)
Fed: 2021 Yılı işsizlik oranı beklentisi %3,8 (Önceki %3,9)
Fed: Uzun dönem işsizlik oranı beklentisi %4,2 (Önceki %4,3)
Fed: 2019 Yılı büyüme beklentisi %2,1 (Önceki %2,1)
Fed: 2020 Yılı büyüme beklentisi %2,0 (Önceki %1,9)
Fed: 2021 Yılı büyüme beklentisi %1,8 (Önceki %1,8)
Fed: Uzun dönem büyüme beklentisi %1,9 (Önceki %1,9)
Piyasaların karar öncesi bu toplantıdan indirim beklentisi yüzde 19'da kalmıştı. Fed'in temmuz toplantısında faiz indirimine gideceği beklentisi ise yüzde 80 düzeyinde bulunurken, bu oran eylül toplantısı için yüzde 90'ın üzerine çıkmış durumda.
Toplantıda farklı görüşler ortaya çıkarken 2019'da 17 üyeden 8'i sabırlı olmaktan, 8'i daha düşük faizden, 1'i de faiz artışından yana görüş bildirdi.
Dolar/TL, Fed kararının ardından 5.82'den 5.80 altına indi ve 5.7970'e geldi. TL de dahil olmak üzere tüm gelişen ülke paraları dolar karşısında değer kazandı.
ABD 10 yıllıkları an itibari ile yüzde 2,02 civarında geziniyor. 30 yıllık düşüş trendi daha önce kırılmıştı ve faizlerin yükselmeye devam edeceği algısı oluşmuştu. Ancak 30 yıllık bir trend kırdıktan sonra apar topar seri yükselişler beklenmemeli. Uzun bir süre ben yatay seyrinde ve 3,25 - 1,25 % aralığında gidip gelmeler gözlenebilir. Ancak bu düşük faizler ABD de enflasyon hedeflerinden sapmasına neden olacaktır ve enflasyon oranını düşürecektir. Nitekim 2018 yılı içerisinde enflasyonda görülen 2,9% luk zirveden sonra oluşan düşüş trendi devam etmektedir. Zaten saatlik ücretlerde kayda değer bir yükseliş olmuyorken yakın zamanda oluşan enflasyonun kalıcı olması zordu.
Eğer ciddi bir kriz ortamı oluşmazsa ABD borsalarında düşen faizlerle beraber yükselişler gözlemlenebilir.
TL nin ise Dolara karşır dolar endeksine(DXY) bağlı olarak değer kazanması beklenebilir.
12 HAZİRAN 2019 MERKEZ BANKASI FAİZ KARARINI AÇIKLADI
Merkez bankası faiz kararını açıkladı. Merkez bankası faiz oranlarını 12 haziran 2019 Para Politikası Kurulu(PPK) toplantı kararını açıkladı. TCMB faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Böylelikle Gecelik Borçlanma faizi %22,50 iken Gecelik Borç alma faizi %25,50 olarak kaldı. Ayrıca Geç Likitide Penceresi Faiz oranı %24,00 olarak kaldı. Yine Bir Hafta Vadeli Repo Faizinde de değişikliğe gidilmeden %24,00 olarak sabit kaldı.
Toplantıdan sonra yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan
bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 24 düzeyinde sabit tutulmasına
karar vermiştir.
Son dönemde açıklanan veriler ekonomideki dengelenme
eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. Dış talep nispeten gücünü korurken
finansal koşullardaki sıkılığın da etkisiyle iktisadi faaliyet yavaş bir seyir
izlemektedir. Cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi beklenmektedir.
İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılaştırmanın etkileri
enflasyondaki düşüşü desteklemektedir. Bununla birlikte Kurul, fiyatlama
davranışlarına dair riskleri sınırlamak ve enflasyonun düşüş sürecini
hızlandırmak amacıyla sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir.
Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda
elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünü
etkileyen unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek, parasal duruş enflasyonu
hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde belirlenecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un
geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle
vurgulanmalıdır."
Merkez bankası kararı sonrası USD/TRY kuru 5,78 seviyesine kadar geriledi. Saat 14:15 itibari ile dolar 5,80 civarında işlem görüyor.
MERKEZ BANKASI(TCMB) FAİZ KARARI
Merkez bankası faiz kararını bugün 12.06.2019 tarihinde açıklayacak. Merkez Bankası 2019 yılı içerisinde faiz kararında bir değişiklik yapmamıştı. 12 haziran çarşamba günkü kararda ise yine bir değişiklik beklenmemekte.
Peki güncel Merkez bankası faiz oranları nedir?
Son gelen veriler ekonomide toparlanmaya işaret diyor. Bu hafta gelecek TCMB faiz kararı ve Cari Denge verileri sonrasında önümüzdeki hafta hararetli bir hafta bizi bekliyor olacak. Önümüzdeki hafta Ekonomik takvimde açıklanacak veriler şu şekilde.
Takvimde çeyreklik işsizlik, bütçe dengesi, sanayi üretimi, tüketici güveni önemle takip edilmeli.
Sanayi üretiminde görüşüm beklentinin üzerinde hatta ekim ayından beri küçülen Yıllık Sanayi Üretiminin 7 ay sonrasında ilk defa büyümesini bekliyorum. Eğer sanayi üretimi 2019 nisan ayında büyüme göstermemişse mayıs ayı içerisinde mutlaka büyüme gösterecektir. Bunu 2018 yılı içerisinde görülen sanayideki yavaşlamaya bağlıyorum. Şirketlerin bir çoğu kur şokları ve ödemelerdeki dengesizlikler yüzünden kapasitelerinin altında çalıştı. 2019 yılı içerisinde en kötü ihtimalle normal faaliyetlerine döndüklerini varsaysak bile yıl sonuna kadar Yıllık Sanayi Üretiminden en az yüzde 5 büyüme beklenmesi normal karşılanmalı.2020 yılı ikinci çeyreğine kadar Yıllık Sanayi Üretiminde yükseliş beklenebilir. Daha önceki Enflasyon yazımızda da enflasyonun aynı zaman dilimine benzer şekilde düşeceği görüşümü paylaşmıştım. Sanayi üretiminin artmasıyla Çeyreklik İşsizlik verilerinde de toparlanma gözlemlenmesi beklenebilir. Son 3 aylık dönemde Yıllık Sanayi Üretimindeki daralmada görülen yavaşlama 2008'den beri görülen en kötü işsizlik verilerini toparlamaya yardımcı olacaktır.
Önümüzdeki hafta işsizlik verilerinde düşüş, diplerde gezinen Tüketici Güveninde 55,3 üzerinde herhangi bir değer, Nisan 2019 Yıllık Sanayi Üretimi verisinde -2,2% değerinden daha yüksek bir değer ve diğer Cari Denge vb. verilerde görülecek olumlu gelişmeler ekonomide toparlanmanın gerçekleştiğini gösterecek bize.
Tüm bu veriler ile birlikte ABD 10 Yıllık Tahvil faizlerinin yüzde 2,12 civarında fiyatlamalar gerçekleştirmesi TCMB'na alan yaratmaktadır. Her ne kadar şu an FED faiz indireceği beklentileri ortalıkta dolaşsa da FED'in faiz oranı indirmesi için en az 3 çeyrek bekleyebileceği unutulmamalı.2020 yılı ilk çeyreğine kadar ABD 10 Yıllık faizleri 2,50 üzerinde kalıcı fiyatlamalar sağlamadığı sürece FED'in 2020 yılı içerisinde faiz arttırmasını ihtimal dahilinde görmüyorum.
TCMB işsizlik, sanayi üretimi, enflasyon vb. verileri bilindiği üzere takip ediyor. Verilerde kısa dönemli olarak iyileşme, Merkezi Hükümetin baskısı olmadığı bir ortamda Merkez Bankasının faiz oranlarında değişikliğe gitmemesi daha makul bir beklenti olacaktır.
Şu an piyasada Merkez Bankası faiz oranlarında değişiklik beklenmemekte. Ancak son PPK toplantısı sonrasında erken faiz indirimi düşünceleri de yoğunluk kazanmakta. TCMB'dan erken bir faiz indirim kararı gelebilme ihtimali var. Ancak ben ülkemizdeki siyasi istikrardaki bozulma, jeopolitik riskler, global ticari krizler vb. etkenleri de dikkate alarak 2020 yılı ilk çeyreğine kadar faiz indirimi beklemiyorum.
Saygılarımla...
XU100 GRAFİK ÇALIŞMASI
Borsa İstanbul BİST100(XU100) endeksi 10.06.2019 itibari ile 94.103,07 seviyesinde kapanış gerçekleştirdi. Günü %0,31'lik yükselişle tamamladı. Daha önceki Borsa İstanbul 28 mayıs 2019 tarihli BİST100 endeksi grafiğinde işaret ettiğimiz 90.400 seviyesi üzerinde BİST100'ün UCUZ olduğu görüşümüzü koruyoruz. Şu an için XU100 USD bazlı grafiğinde ise 16,30 cent civarında fiyatlamalar gerçekleşiyor ve hala 2008 kriz seviyelerinde fiyatlamalar gerçekleşiyor. Bu hafta 12.06.2019 çarşamba günü TCMB faiz kararını açıklayacak. TCMB faiz kararının ardından anlık spekülatif ve volatilitesi yüksek bir borsa ve BİST100 endeksi görülecektir. 95.400 seviyesi civarında kar satışları gelebilir. Çok ucuz olarak gördüğümüz 90.400 seviyesini güncelleyerek 90.600 yapıyoruz. Temel stratejimiz mevcut hisse pozisyonların bu seviye üzerinde korunması yönünde. Düşüşler ise alım fırsatı olarak değerlendirilmesi yönündedir.
Bol kazançlar...
2019 MAYIS AYI ENFLASYON SONUÇLARI
TÜİK enflasyon oranı 2019 sonuçlarını açıkladı. Enflasyon ne demek diyenler için buraya tıklayarak öğrenebilirler. Geçen yılın mayıs ayına göre yıllık TÜFE %18,71 olarak açıklanırken nisan ayına göre aylık TÜFE % 0,95 olarak açıklandı.
Aylık olarak en yüksek artış %8,88 ile Alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşirken en yüksek düşüş ise %1,58 ile ev Eşyası grubunda gerceklesti.
Yıllık olarak en yüksek artış %28,44 ile Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşirken 2018 yılının mayıs ayına göre hiçbir harcama grubunda fiyatlar da düşüş olduğu görülmüyor.
TÜFE 'nin 2018 verilerini 2019 verileri ile incelediğimiz de şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor.
2018 Ağustos ayı itibari ile TÜFE de yaşanan yükseliş eğilimi 2018 Ekim ayında zirve yaptığı ve devamında düşüş eğilimine girdiği görülüyor. 2017 verilerine baktığımızda ise TÜFE 'de görülen en yüksek veri 2017 kasım ayında rastlıyoruz. Yanı 2018 kasım ayında TÜFE 'de görülmeye başlanan düşüş eğilimi 2017 kasım ayında görülen zirvenin etkisi olduğunu düşünüyorum. 2018 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarından açıklanan daha önceki aylara göre nispeten düşük ve yatay verilerin, 2019 yılının ilk çeyreğinde açıklanan Yıllık TÜFE verilerine olan etkisi de belirgin bir şekilde belli oluyor. Yani yıllık TÜFE verileri bir önceki yılın TÜFE verileri ile kıyaslandığında kısmen de olsa bir ters korelasyon olduğu düşünülebilir.
Bunun sebebine gelecek olursak bir önceki yıl yuksek oranda fiyat artışı gözlenen bir mal veya hizmetin bir sonraki sene yine aynı oranda yada daha yüksek bir oranda fiyat artışı gözlenmesi bu mal veya hizmetin kendine özel bir durum oluşmasıyla mümkün olabilir ki böyle bir durumda zaten enflasyon sepetinden bu mal veya hizmet çıkarılır. Buna örnek verecek olursak bir önceki yıl buğday fiyatlarındaki yüksek seyir bir sonraki sene çiftçileri daha fazla buğday ekimine yönlendirir ve fazla olan arz ile fiyatların yükselmesini yada bir önceki yıla göre daha düşük fiyatlarda seyretmesini sağlar.
Peki yılın geri kalanında ne olacak?
Tahminimce 2019 Ekim ayına kadar yıllık TÜFE 15 civarına kadar düşerek bir önceki yıla göre enflasyon farkı kapamaya yönelme olasılığı var. Yıl sonuna doğru ise tekrar yükseliş potansiyeli var. Bu durum maliye politikaları ile desteklenirse daha olumlu veriler görebiliriz.
Aylık olarak en yüksek artış %8,88 ile Alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşirken en yüksek düşüş ise %1,58 ile ev Eşyası grubunda gerceklesti.
Yıllık olarak en yüksek artış %28,44 ile Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşirken 2018 yılının mayıs ayına göre hiçbir harcama grubunda fiyatlar da düşüş olduğu görülmüyor.
TÜFE 'nin 2018 verilerini 2019 verileri ile incelediğimiz de şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor.
2018 Ağustos ayı itibari ile TÜFE de yaşanan yükseliş eğilimi 2018 Ekim ayında zirve yaptığı ve devamında düşüş eğilimine girdiği görülüyor. 2017 verilerine baktığımızda ise TÜFE 'de görülen en yüksek veri 2017 kasım ayında rastlıyoruz. Yanı 2018 kasım ayında TÜFE 'de görülmeye başlanan düşüş eğilimi 2017 kasım ayında görülen zirvenin etkisi olduğunu düşünüyorum. 2018 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarından açıklanan daha önceki aylara göre nispeten düşük ve yatay verilerin, 2019 yılının ilk çeyreğinde açıklanan Yıllık TÜFE verilerine olan etkisi de belirgin bir şekilde belli oluyor. Yani yıllık TÜFE verileri bir önceki yılın TÜFE verileri ile kıyaslandığında kısmen de olsa bir ters korelasyon olduğu düşünülebilir.
Bunun sebebine gelecek olursak bir önceki yıl yuksek oranda fiyat artışı gözlenen bir mal veya hizmetin bir sonraki sene yine aynı oranda yada daha yüksek bir oranda fiyat artışı gözlenmesi bu mal veya hizmetin kendine özel bir durum oluşmasıyla mümkün olabilir ki böyle bir durumda zaten enflasyon sepetinden bu mal veya hizmet çıkarılır. Buna örnek verecek olursak bir önceki yıl buğday fiyatlarındaki yüksek seyir bir sonraki sene çiftçileri daha fazla buğday ekimine yönlendirir ve fazla olan arz ile fiyatların yükselmesini yada bir önceki yıla göre daha düşük fiyatlarda seyretmesini sağlar.
Peki yılın geri kalanında ne olacak?
Tahminimce 2019 Ekim ayına kadar yıllık TÜFE 15 civarına kadar düşerek bir önceki yıla göre enflasyon farkı kapamaya yönelme olasılığı var. Yıl sonuna doğru ise tekrar yükseliş potansiyeli var. Bu durum maliye politikaları ile desteklenirse daha olumlu veriler görebiliriz.
ENFLASYON NEDIR? TALEP ENFLASYONU VE MALİYET ENFLASYONU NEDİR?
Enflasyon
ne demektir?
Enflasyon, bir ekonomideki mal ve
hizmetlerin fiyatlarında gözlenen sürekli ve genel kapsamlı artışı ifade eder.
Deflasyon ise bu durumun tersidir. Devlet ve Merkez bankaları fiyat istikrarını
sağlamak amacıyla çalışmalar yapar. Bir ürün veya hizmetin fiyat artışı
enflasyon oluşturmaz. Enflasyon oluşması için bir çok mal veya hizmetin
fiyatında genel anlamda artış eğilimi gözlenmesi gerekir. Bu sebeple TÜİK
verileri takip ederken enflasyon sepeti oluşturur. Bu sepet aydan aya
değişkenlik gösterebilir. Bunun da sebebi mevsimsel etkilerden arındırmaktır.
Peki fiyat
istikrarı nedir?
Fiyat
istikrarı, fiyatların sabitlenmesi değil genel seviyesindeki uzun süren
artış(Enflasyon) veya düşüş(Deflasyon) eğiliminin önlenmesidir.
Enflasyon
oranın artması demek fiyatların bir önceki döneme göre daha hızlı yükselmesi
demektir. Enflasyon oranının düşmesi ise fiyatların düşmesi değil, fiyatların
daha yavaş artış göstermesi demektir. Fiyatların düştüğünün göstergesi
enflasyon oranının eksi bir değer göstermesi ile anlaşılabilir. Buna da
deflasyon denir.
Talep Enflasyonu, merkez bankası aracılığıyla para arzının artmasının sonucu olarak düşünülebilir. Para arzı sonucu bankaların borç verebilme kapasiteleri artar. Tüketiciler daha fazla borç alabilir ve ellerindeki para miktarı artar. Sonrasında ise tüketicilerde harcama eğilimi oluşur. Sonuç olarak da piyasada olan mal veya hizmet, bu harcama eğilimini yani talebi karşılamaya yetmez ve fiyatlarda artış meydana getirir. Talep enflasyonunun tehlikeli bir yönü daga vardır. Bu gevşek para politikası yüzünden harcama eğilimine yönelen vatandaşın tekrar tasarrufa yönelmesindeki zorluktur. Yani vatandaşlar kazançları artıktan sonra harcamalarını da artırırlar ve kazançları artık durağanlaştığında ise tasarrufa yönelmek yerine harcamalarını devam ettirirler. Şans oyunlarından para kazananlarının tekrar eski maddi durumlarına dönmeleri bence en önemli örnektir.
Maliyet Enflasyonu, üretim de kullanılan her türlü maddenin, işçi ücretlerinin maliyetlerinin artmasi, vergiler vb. sonucu oluşan enflasyon çeşididir. Ülkemizde bu enflasyon çeşidini sıklıkla görüyoruz. Yüksek ara malı ithalatı, ötv, dolaylı vergiler vb. Maliyet enflasyonumuzu sürekli olarak tetikliyor. Maliyet Enflasyonu ile mücadelenin en etkin yolu katma değerli ürün üretimini arttırarak cari dengenin fazla vermesini sağlamaktır. Bunu da dövizle aldığımız aramaddeleri ve hammaddeleri yerlileştirmektir.
Unutulmamalıdır ki tüm ekonomik aktivitelerin olumlu bir grafik çizmesi için yapılması gereken ilk ve en önemli faaliyet EĞİTİMDİR. Vergilerin azaltılması, işçi ücretlerinden tasarrufa gidilmesi(işçilere olan büyük haksızlık), mal ve hizmetlerde indirime gidilmesi, arzın arttırılması, vatandaşın tasarrufa yönelmesi vb. maliye politikasında geçici bir çözüm olarak alan yaratmaktan başka bir işe yaramaz. Asıl hamle gençlere olan yatırımdır. Gençlerin aldığı akılcı eğitim sayesinde refah seviyemizi ve barış ortamımızı kalıcı ve ilelebet koruyabiliriz.
Son olarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bir sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum.
"Türk,
Öğün, Çalış, Güven."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)